Hayatımızın merkezinde olan eczacılar, bizim ilk sığınağımızdır. Eczacı, bazen bir psikolog bazen bir doktor, bazen bir anne, bazen de baba olur.
Hele küçük yerlerde ve kasabalarda yaşıyorsak, en ufak derdimizi onlara anlatır, öfkemizi dindirir eve döneriz.
Eczacı küçük yerlerde, bazen doktordan önce gelir, ilk sağlık sorunlarımızı ona anlatır, nereye, hangi doktora gideceğimizi sorarız. Bebeğimizin ne zaman ateşi çıksa, önce ona koşarız.
İlaç aldığımızda bizden para istendiğinde öfke duyar, nedenini anlamak istemez, onun cebine girdiğinden neredeyse emin oluruz. İlacı babasının bağından parasız geldiğini düşünürüz.
Onlarında, personel gideri, elektrik, su, internet, kira, telefon, vergi, tabela vergisi,internet parası, aldığı ilaçların parasını ödediğini hiç düşünmeyiz.
ECZACILAR GÜNÜNÜ ŞİMDİDEN KUTLARKEN, onların diğer sorunlarını dile getirmek de istedim.
Nöbetlerde CAN GÜVENLİĞİ
Sahte kırmızı ve yeşil reçetenin önlenmesi
Devletin CEBİNE GİREN muayene ücretlerinin, eczacı aracılığı ile tahsil edilmemesi,
burada, ilacı alan hasta ile eczacı arasına haksız kazanç duygusunun oluşturulmaması için, eczacı aracılığı ile hastadan tahsil edilip, Sağlık Bakanlığı kasasına devredildiğini anlamak istemeyen hasta bir de eczacı tarafından soyulduğunu düşünmekte ve eczacıya öfke duymakta.
İlaçlardaki FİYAT FARKI kaldırılsın, ilaç farkı sistem aracılığı ile alınarak gene ECZACI ve HASTA ilişkisine zarar vermekte.
Muvazaalı (ECZACI OLMAYAN BİRİ ECZACI DİPLOMASI KİRALAYARAK ECZANE AÇMAKTA) takip edilsin, kapatılsın.
GÜLÜZAR RESULOĞLU
POZİTİF ENGELLİLER